'Sen Sırrı' yı çok severdin,noldu da Sarıgülcü oldun?
Buna benzer şeyler söylüyor arkadaşlarım bana.'Değiştin mi?' diye soruyorlar.'Hayır' diyorum,'Bu seçimde Akp karşısında güçlü olanı desteklemek gerek,başka yolu yok,ben kazanmak istiyorum' diyorum ama pek anlaşılmıyor.
Hdp'nin yeni kurulduğu günler,Gezi direnişi boyunca hiç ayrılmadığımız Kürt bir arkaşımla bir cafedeyiz.Hdp ikimizi de heyecanlandırıyor.On yıllarca ahmakça tecrübeler yaşanmış,Gezi olmuş.Sol müthiş dersler çıkarmıştır bizce.Bu kez ümitliyiz haliyle;'Seçimde zaten birlikte hareket ederler' diye düşünüyoruz.
Öyle olmuyor.
Misyonu ne,içinde kimler var kimler yok diye anlamaya çalıştığımız Hdp'nin parti kimliğinden önce, en üst kademesinden yerel teşkilatlarındaki genç arkadaşların Twitter'da söylediklerine uzanan yelpazede içimizi karartan,aşağılayan,alay eden ve 'bize' hep kaybettirmiş o dili karşımda buluyorum.
Chp yine faşist,Ödp zamanında şey yapmış,Tekepe hehehe.. diye hiç de özlemediğimiz o 'işte sol budur,solcu da buna denir' despotluğu bizimle.
Sosyal medyada birbirimizi yediğimiz Hdp'li dostlarımdan hep aynı ve maalesef klişe olmaktan zerre sıyrılamayan argümanlar 'taymlaynıma' düşüyor.Misal;
'Faşist Chp' ye oy verin,biz halkların birlikteli....'
Şahin Mengüler,Savcı Sayanlar,Canan Arıtmanlar parti üst yönetiminden gönderilmemiş yerlerine Melda Onurlar,Sezgin Tanrıkulular,Şafak Paveyler hiç gelmemiş gibi.Devrimci öğrencilerin davalarına,grevlere,onur yürüyüşüne Chp'li vekiller koşturmuyormuş gibi.İnsan Hakları Komisyonu'nda mücadele eden,4+4+4 gerici eğitim politikalarını yumruklar altında engellemeye çalışan,çamur deryası yollarda Kürecik'e tırmanan,Roboski'nin ardına düşen,'Kalbim Sivas'ta yandı' diyen Chp'li vekiller değilmiş gibi.Sol olmamakla faşist olmak arasında uçurum yokmuş gibi..
(Not;'Faşist Chp'ye işbirliği teklifi götüren Hdp ya Chp'nin faşist olmadığını ya da politikada bazen ödünler vermenin 'ilkesizlik' olmayacağını zımni kabul etti.'
'Sarıgül cemaatin adamı'
Sırrı Abe'nin,Gülen'e geçmiş olsun dileklerini geçelim.Gönül isterdi ki sosyalist bir lider çıkarabilseydik,halkta karşılığını bulan.Yapamadınız,yapamadık.Şimdi katil kapımda,beni öldürmeyi beklerken Sarıgül'ün kimden destek aldığı (mevcut siyasi eğilimle sağcı kitleden oy devşirmeden anca muhtarlıklarla yetinileceği gerçeğini atlıyorum) şu an zerre umurumda değil.Kaldı ki benzer politik ve stratejik hamlelerle solu iktidara taşıyan Ecevit örneğinde olduğu gibi cemaatin desteğini alabilmeyi başarıyorsa kendisini ayrıca tebrik ederim.('Ecevit solcu değildi kiiii' seslerini duyar gibiyim.Evet arkadaşlar sol tekelinizde biliyorum.Tabure orada,sizi orada kim solcu kim değil münazarasına alalım)
'Sarıgül'ün Topbaş'tan,Chp'nin Akp'den bir farkı yok benim için'
Chp ile travmatik bir geçmişi olan Kürt dostlarımın Chp'ye mühür basmaya gitmeyecek ellerini anlıyorum.Ancak Chp'nin Akp'den farkı yok demek 'Argümanım yok bununla idare edin' demek.İdeolojisini,politikalarını,gelmişini,geçmişini geçtim sadece bugün yaşanan tiyatroya sansür vakası ve Chp'li belediyelerin tiyatrolara verdiği destek farkını buraya bırakıyorum.
'Bugün Sarıgül'e destek verip günü kurtarıyorsunuz,biz gelecek için..'
Bilakis.Akp diktatörlüğünden kendine nefes alanı açabilen demokratik sol güçler,darbeyle ezilmiş solun ülkede yeniden inşaası için tarihi bir fırsat yakalayacaklar.Hdp'nin hangi belediyelerde rahatça örgüt faaliyetlerini yürüttüğüne bakmanız yeterli.
28 Mayıs'ta vincin önüne dikilmiş bir yürekli adam Sırrı.Aylar geçiyor, İBB aday adaylığı görünüyor ilkin.İktidara değil Urasgiller'i aratmayacak şekilde sadece Chp'ye vuruyor.Şaşkınız.O Chp'ye vurdukça 'yine kaybedeceğiz' duygusu,faşizm içinde çırpınan ve yerel seçimlere bir anlamda umut bağlamış olan yürekleri sıkıştırıyor.
Önce bocalıyorum.
Bir tarafta yollarına yoldaş olmayı sevdiklerim diğer yanda kendisinden hazzetmediğim Sarıgül.
Bir yanda makus yenilgi talihimize yeni bir halka ekleyip 'ama ne ilkeliydik' diyeceğimiz günlerin vaadi,diğer tarafta çocuklarımızın katillerinden hesap sorabilmek için darbe vurma şansı.
Bir yanda 'Valla ben gittim sola verdim' diyebilecek olmanın konformist tutumu,beri yanda 'tarih bana bu sorumluluğu verdi,duygusal değil,akıllıca davranmalıyım' diyen iç ses.
Bir yanda 11 yıllık despotizmine,Gezi'deki cinayetlerine ve son olarak yolsuzluklarına (yalnız iyi yemişler) onay almış dikta adamlarının pis gülümsemesi,diğer tarafta 30 Mart gecesi Gezi Parkı merdivenlerinde şampanya patlatmanın hayali.
Sizi bilemem ama ben ne babamın,ne abimin yaşadığı hüsran tarihini yeniden yaşamak istemiyorum.2014 seçimlerini 1994 yerel seçim sendromunun nüksetmesi olarak tarihe geçmesine göz yummayacağım.
O sebeple Akp yıkılana kadar,Akp gidene kadar 'ilkeli' duruşlar ve 'onurlu yenilgiler' romantizmini rafa kaldırıyorum.Sizin gördüğünüz her şeyi ben de görüyorum ama netice değişmiyor;
Kazanmak istiyorum.
30 Mart gecesi Gezi parkı merdivenlerinde zaferi kutlamak için buluşmak dileğiyle.